25 Kasım kadına yönelik şiddetle mücadele günüydü ..
1960 yılında Dominikteki dikta yönetiminin hedef gösterdiği 3 kız kardeşin linç edilerek öldürülmesi ila başlayan dram, 1999 Yılında BM tarafından uluslararası bir mucadeleye dönüşmesiyle sonuçladı .
Ne varki o gunden bu güne şiddet durmadı.. 
Ana olunca ayaklarinin altindaki cennetle anilan kadin sevgili ya da eş olunca cinnete maruz kaldı 
Berdele konu oldu.. 
Töreye kurban edildi ..
Gelin oldu eşikte oturdu . .. 
Sırtından sopa karnından sıpa eksik olmadi..
Ama bir yandan da siyaset ve ekonomi de bir noktaya gelmek icin kazıdı kaderini ojeli tırnaklarıyla ..
Geçtiğimiz günlerde hem siyasetçi hemde başarılı bir iş  kadınıyla sohbetim oldu.. 
Ismi bende kalsın ..
Sohbetin arasında bana partilerdeki  KADIN KOLLARININ kapatılması taraftariyim dedi. 
Fazlasıyla ilgimi cekti ve üzerinde konuştuk bir müddet..
Sonrasında konuyu hem  genel hem de  lokal yönleriyle irdelemeye başladım ..
Evvela partilerdeki genclik kotası, kadin kotası gibi açılımların popülist ve aynı zamanda uyduruk hamlelerden ibaret olduğunu anladim. 
Sonra kadin kollarının "git ötede oyna"  anlayışından ibaret olduğuna kanaat getirdim ..
Ve bu gozle Mersin'in kadin acisindan siyasi haritasına ve kronolojisine baktim ..
Peki ne gördüm ..
Mersin'i yerel politikadan genele politikaya sunduğu hic bir kadin profili olmadığını..
Cumhuriyet tarihinde Mersin'i TBMM'de temsil eden biri bakanlık yapmış olan 6 kadin vekilin Mersin'de politik geçmişinin olmadığını ..
Hemen hemen hepsinin parti genel merkezlerinin  kontenjanından yani tepeden inme formülüyle kente ihraç edildiğini gördüm ..
Isimleri merak ediyorsanız yazayım .. 
Ayfer Yılmaz DYP,  Oya Araslı CHP Çiğdem Münevver Öktem , Zeynel Gül Yılmaz AKP ve Çisem Öz , Fatma Kurtulan HDP.. 
100 yıllık demokrasi maceramızda kenti temsil eden 6 ithal kadın vekil..
Üzüldüm ..
Biliyorumki 'Kadinlar futboldan anlamaz' gibi cinsiyetçi bir yaklaşımda bulunursam başıma iş alırım.. 
O yüzden böyle bir iddiam yok ..
Çünkü örneklemeyi futboldan vereceğim.
Türk futbolunun en buyuk sorunu altyapı .. Ülke futbolcu fabrikası ama ozellikle super ligdeki takımlara baktığımizda neredeyse memleketimizde gurbette gibiyiz .. 
Kulüp bizim ama temsil yabancıların. 
Ve başarı çıtamız malum ..
Siyasetle ilgilenen kadinlarin durumu da bu ..
Temsil makamlarına bakıldığında bunu hemen anlıyorsunuz ..
O nedenle Kadın Kolları adi altında kurulmuş,  simgesel olarak pozitif ayrımcılığı ama alt metninde negatif ayrımcılığı anlatan bu oluşumdan bence vakit varken kurtulmak gerekiyor.  
Cocuklarina, eşlerine, sosyal zevklerine ayiracaklari zamanları bu oluşum altında  mücadele vererek geçiren kadınlar , temsilde esit algılanmıyorsa hatta adı yoksa soruyorum bu neyin kolu ? 
Ya da kadinlar kendilerine sormalilar..
Kadın bir bütünün parçası ya da organı mi ?
Yoksa başlı başına bir bütün mü ?
Ondan sonra yola devam etmeliler ..