ABD’NİN SON CAATSA YAPTIRIMLARI VE TÜRK DEVLETİ DÜŞMANLIĞI | DEMOKRAT MERSİN | Mersin'in Demokrat Gazetesi

 
 
 
21:57  MERCAN’DA BİR İLK: ‘GECE GÖZLEM ETKİNLİĞİ’  21:35  ŞEHITOĞLU, DURAK’A TAM DESTEK VERDI  10:14  HALKIN BAŞKANI SEÇER, MAZBATASINI HALKLA BİRLİKTE ALDI  10:02  MTSO, KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALıŞTAYıNA HAZıRLANıYOR   09:59  ÇAKıR: “DEMOKRASIDE KAYBEDEN OLMAZ”  09:49  “AVUKAT İÇİN DE ADALET!”  09:37  AHMET SERKAN TUNCER, MEZITLI BELEDIYESI’NE İLK ADıMıNı ATTı  09:33  TOROSLAR’ıN YENI BAŞKANı YıLDıZ, MAZBATASıNı ALDı  09:31  BAŞKAN ABDULLAH ÖZYIĞIT, MAZBATASıNı ALDı  09:07  A.VAHAP ŞEHITOĞLU, CHP TOROSLAR BELEDIYE MECLIS ÜYELIĞI’NE SEÇILDI  22:30  ESAT ARSLAN: MOSKOVA SALDıRıSıNıN DÜŞÜNDÜRDÜKLERI  20:37  ABDURRAHMAN YıLDıZ’DAN TEŞEKKÜR MESAJı  20:34  VAHAP SEÇER, REKOR OYLA YENİDEN ‘BAŞKAN’  20:34  YENIŞEHIR YENIDEN ABDULLAH ÖZYIĞIT DEDI  10:22  ÖZBOZKURT VE YEŞILKUŞ’TAN İL EMNIYET MÜDÜRÜ KARABÖRK’E ZIYARET  10:20  KUVAYı MILLIYE RUHU FOTOĞRAFLARLA YENIDEN CANLANDıRıLDı  10:10  MTSO, KENTIN BEKLENTILERINI VAHAP SEÇER’LE PAYLAŞTı  10:00  BAŞKAN SEÇER MUT HALKIYLA BULUŞTU  09:55  BAŞKAN ÖZYIĞIT, “BALıK PAZARı SAYıSıNı ARTTıRACAĞıZ”  09:39  CEZAEVI AVUKAT GÖRÜŞME ODASıNDA YENILEME BAŞLADı 
ABD’NİN SON CAATSA YAPTIRIMLARI VE TÜRK DEVLETİ DÜŞMANLIĞI

 

Av. İzzet Uludağ’ın Kaleminden

        ABD, düşman ülkelere uyguladığı CAATSA yaptırımlarından bir kısmını Türkiye’ye de yönelterek Türk Milli Devleti’ne düşmanlığını açıkça ilan etmiştir. 

        Milli savunma sanayi sistemimize uygulanan uluslararası hukuka da aykırı olan bu yaptırımlarla, Atatürk’ün kurduğu milli devlet hedef alınmıştır. Bu yaptırımlar, Türk milli egemenliğine açık bir saldırıdır. Lamı cimi yok! Bu bir düşman devletin tavrıdır.   
        Anlaşıldığı gibi, 1945 sonrası ABD’nin dümen suyuna sokulan, ancak bıçak kemiğe dayanınca yeniden ayağa kalkmak ve dünyada yeniden öncü rolü oynamak isteyen Türkiye, hedef tahtasındadır. 
        TBMM’nde bulunan, ABD’nin desteklediği ve koruduğu PKK’ye yakınlığı ile bilinen HDP dışında, 4 partimizin de bu yaptırımlara karşı tavır alması, bu tehdit ve düşmanlığın ciddiyetini ve boyutunu ortaya koymaktadır.  
         Umarız, ülkemize geçmişten bu yana yöneltilen her türden tehdit, yaptırım ve saldırılara karşı milli devleti koruma refleksi daha da gelişecektir. 
         Atatürk'ün aramızdan fiilen ayrılması sonrasında, İkinci Dünya Savaşı’nın fiilen sona ermesine rağmen mazlum milletlere ve milli devletlere gözdağı vermek için iki Japon kentine atılan iki atom bombasının, sadece Japon kentlerine değil, Türkiye siyasi hayatına yön verenlerin de tepesine de düşmelerinin ve yakın devrimci geçmişi unutturacak kadar beyinleri etkileyecek biçimde patlamasının ardından emperyalist ABD ile askeri, ekonomik, kültürel vb ilişkiler maalesef, eşit olmayan bir bağımlılık biçiminde başladı ve gelişti. 
         ABD Donanmasına bağlı USS Missouri Zırhlısı'nın 5 Nisan 1946-9 Nisan 1946 tarihleri arasında İstanbul'a yaptığı ziyaret sonrasında, 1930’lu yıllarda ekonomi başta olmak üzere her alanda mucize yaratan Türkiye Cumhuriyeti bir kırılma yaşamaya başladı. 
         ABD’ye bağımlılığın alt yapısı, daha 19 Eylül 1949 günü CHP milletvekili Nihad ERİM tarafından “Yakın bir gelecekte, Türkiye küçük bir Amerika hâline gelecektir” söylemi ile oluşturulmaya, Türk Milleti, Atatürk Devrimi sürecinden uzaklaştırılarak ABD’nin kuyruğuna takılmaya alıştırılmaya başlanmıştır.
         ABD’nin, şirin görünerek göz boyamak için işe öncelikle ilkokul öğrencilerine süt tozu, peynir yardım kutuları dağıtarak başlattığı kırılma, giderek milli benliğimizi kaybetmemize ama esas olarak da başta Genç Cumhuriyet’in kurulması ile yükselen sanayimizi n zaafa uğratılmasına, 1919 yılında başaramadıkları bizi manda altına almaya çalışmaları ile devam etti.   
         Ancak özellikle 12 EYLÜL 1980 tarihinde yapılan darbe ile Türk millî Devleti'nin bağımsızlığı hızla yok edilmeye, ekonomisi ve bütün kurumları, başını ABD'nin çektiği küresel sistemin bir parçası haline getirilmeye başlandı. 
         Bu süreç, 2014 yılına kadar, özellikle Özal sonrasında küresel emperyalist sistemin çarkları altında ezilmeye, ABD’nin kara gücü PKK’nin sözüm ona bağımsız bir Kürdistan kurma amacıyla bölücü saldırıları ve FETÖ’nün Türk Devleti’ni tasfiyeye yönelik darbe girişimine kadar devam etti. 
         Bölgenin ateşe ve kana bulandığı, ülkemizin açılım adı altında sürdürülen politikalar nedeni ile PKK eliyle bölünme sürecine geldiği, devlet aygıtının neredeyse FETÖ tarafından işgal edildiği günlerde, arkalarında ABD’nin bulunduğu bu örgütlerin ülke ve bölge için tehlike ifade eden yüzü, açığa çıktı. Devleti yöneten AKP, yok edilmek istenen Türk milli Devleti’nin refleksi nedeni ile o güne kadar izlediği çizgiden vaz geçti. 
        24 Temmuz 2015 tarihi itibari ile PKK’nin ve FETÖ’nün temizlenmesi için düğmeye basıldı.     
         Bu tarihten önceki dönemde ABD, ülkemiz çıkarına yapılan ve yapılacak olan bütün hareketleri önlemeye, bastırmaya çalıştı. ABD, Türk Devleti’nin PKK’ya karşı mücadelesinde, devleti çökertmek için darbe girişiminde bulunan FETÖ’nün bastırılmasında, Doğu AKDENİZ’de ülkemizin çıkarlarına uygun MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGEMİZDE yapılan doğal gaz ve petrol aramalarında vb hep düşmanca tavır aldı. Bize tehditler savurdu, yaptırım kararları aldı. ABD, asla bir müttefik gibi davranmadı. Bizi kontrol altında tutarak zincirlerimizden kurtulup yeniden 1930’lu yıllardaki konumuna dönmememiz için gayret sarf etti. Zaman zaman etnik ve inanç farklılıklarını kaşıdı, ülkemizi ciddi zaafa uğrattı.  
         Ancak artık 75 yıldır süren bu bağımlılık süreci, 24 Temmuz 2015 tarihi’nde PKK’nin barınağı olan KANDİL’in bombalanması ile birlikte, ABD'ye ve ABD’nin arkasında durduğu PKK ve FETÖ’ye teslimiyet çizgisi terk edilerek durum, tersine, direnme ve mücadele çizgisine dönüşmeye başlamıştır. 
         ABD’nin asla kabul edemediği ve yaptırımların esas nedeni de olan bu direnme ve bağımsızlaşma çizgisi, hâlâ kararlılığını askeri ve ekonomik alanlarda artırarak devam etmektedir.   
         Çocuklarımıza, torunlarımıza gururla aktaracağımız tarihî bir dönemi yaşıyoruz. 
         Çok kutuplu bir dünya, Türkiye’nin de rotasını o tarafa çevirmesi ile ABD'nin ülkemiz üzerindeki hegemonyasını da sarsıyor. 
         Yeniden Atatürk'ün bağımsızlıkçı yoluna girmemiz için bize yeni bir fırsat yaratıyor. 
         Son 5 yıldan bu yana ABD'den kurtulma, bağımsızlaşma refleksi, Türk millî Devleti'nin bütün kurumlarını zorluyor. 
         Sıcak paraya ve dolara mahkumiyetimizden kaynaklanan ekonomik sorunlar, bizi kendi ayaklarımız üzerinde durmaya itiyor. 
         Dünya üzerinde de mazlum milletler, daha özgür, gelişmekte olan devletler daha bağımsız olmanın yolunu arıyor. 
         Bugün ABD, sadece düşman olarak gördüğü devletlere uyguladığı CAATSA YAPTIRIMLARINI, elinden kaydığını gördüğü Türkiye’ye de uygulama kararı almıştır. 
         Açıkça anlaşılıyor ki ABD, bizi de düşman olarak gördüğünü, uluslararası hukuka da açıkça aykırı olduğu görülen bu yaptırımları uygulamaya koyarak, ilan etmektedir. 
         Esasen ezen ve ezilen milletlerin müttefik olduğu insanlık tarihinde asla görülmemiştir. Ezilen devletin, güçlü ve emperyalist devlete sessizce boyun eğdiği sürece hiçbir sorun görünmeyebilir.  
         Ancak Türkiye’ye, Atatürk'ün millî bağımsızlık savaşı içinde kurduğu milli Türkiye Cumhuriyeti'ne düşman ve sömürge muamele yapması, CAATSA yaptırımları dayatması, bize onurlu yaşamak için esasen bu emperyalist sistemden kopmaktan başka çare bırakmamaktadır. 
        Bunun için de Türkiye için prangalardan kurtuluş, emperyalist sistemden yeni bir çıkış isteği, yeni bir yol arayışı mecburiyetimizden, kendimiz gibi olan milletler ve ezilen devletlerle ittifak arayışımızdan kaynaklanıyor. Şimdi Türk milletinin büyük çoğunluğu ile bu bağımsızlık seferberliğine başlamak zamanıdır. 
          Elbette ABD emperyalizmi ile bu zorunlu, kaçınılmaz bağımsızlık mücadelemizde ABD'nin yanında yer alan, bağımsızlık için verilen mücadeleyi, direnişi küçümseyen, hatta engel olmaya çalışan bazı gayrı milli unsurları da karşımıza çıkartacaktır. 
         Başta ABD'nin darbeci gladyo örgütü FETÖ ve bölücü kara gücü HDP/PKK gibi unsurlarla, bunlara destek veren, bunlarla ittifak kuran, kurmaya çalışan, kaderlerini emperyalist ABD'nin kaderine teslim eden kişi, grup ve partiler de bu emperyalist blokta yerlerini alacaklardır. 
         Geçmişte "İngiliz Muhipleri Cemiyeti" üyeleri nasıl pılını pırtısını toplayıp ülkeyi terk etmek zorunda kaldı ise bunlar da tarihin çöplüğünde kendilerini bulacaklardır. 
         Tarih, an itibari ile geçmiş ve geleceğin sınandığı, kurulan yeni bir dünyanın müjdesini verdiği zaman saatini gösteriyor.
          17.12.2020



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!


 
  HIZLI ARA
 
 
 
  HAVA DURUMU
 
..

Mersin Haberleri, Mersin Son Dakika, Mersin Haber, Haberler, Son Dakika, Mersin, Mersin Siyaset



 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA