Gülten Kolçak / Analitik Psikolog ve Psikoterapist

Bu konuya benim bakış açım: Odeabank’ın ‘E. M.-Projesinin hedefi, ulusların çok değerli ve birbirinden farklı antropolojik(*), sosyopsikolojik(**) ulusal kültürel ayrıcalıklarını yok etmek. ‘E dahası zamanımızda siyaset gücünü dünya çapında nerdeyse yitirmiş olan küresel hegemonyaya, bu projenin de yardımıyla tekrar güç kazandırıp bu yeni oluşumun tepesine de ABD ve AB’yi oturtmak. Bu planın kurbanı olacak insan topluluklarının doğal gelişim kaderini de böylece işte bu yeni güçlendirilecek olan hegemonyanın şeytani yönetimine teslim etmek. Bu hegemonya bu projedeki sinsi hedefini sanki şu sözlerle dillendiriyor: “Benim ulusal değerlerim dünyada tek olarak ilelebet yaşasın. Benimkileri tehdit edecek olanları ben tarihten sileceğim, çünkü dizginler benim elimde.” ABD/AB hegemonyası, tüm insan topluluklarının coğrafi, sosyal ve kültürel değerlerine bu ‘Post Modern Terör’ yardımıyla el koymayı gizli planına almış. Tüm bu kurnaz sinsi oyunların, kökten yok etmeyi planladığı hangi tarihsel vazgeçilmez değerler olduğunu anlamak için Alman Batı ve Türk Doğu Masallarının içeriklerine bir göz atalım. Bu yolda onların, ait oldukları ulustan ulusa başkalık gösteren, tarihi toplumsal yapı farklarını da konu edinelim.

DOĞU BATI MASALLARININ YAPISAL FARKLILIKLARI 
Alman Grimm Kardeşler ve Türk Keloğlan Masalları: Alman Masallarında anne yok veya hain bir üvey anne var. Kral aileye hâkim, yani aile yapısı ataerkil. Türk Masallarında baba yok veya dirayetsiz. Anne aile reisi, yani aile yapısı anaerkil.(***) Masalları eşitleme planında, özellikle bu çok büyük aile yapısı farkının eşitlenerek ortadan kaldırılması bu projenin sinsi ne denli yıkıcı bir hedefi olduğunu apaçık ortaya koyuyor. Burada yalnızca masalların farklı yapıları eşitlenmekle kalmıyor, onları üreten ulus toplumlarının yapıları da tek düzeleştiriliyor. Sonuç olarak Masalların terapötik içeriğinin, onu üreten ulusuna olan aidiyet bağı da bu yolda körleştiriliyor. Burada esas hedef, masalların edebi simgesel yapı içeriklerinin eşitlenmesi sinsice kullanılarak, unları üreten toplumların tarihsel yapılarını parçalamak ve ulusal olguyu tarihten böylece silip yok etmek!

MASALLARIN SİMGESEL İÇERİĞİNİN DİLİ 
İçeriği hiç bir taarruza uğramamış masallar, onları dillendiren ulus topluluklarına psikoterapötik sinyaller iletirler. Dilleri simgesel olduğu için insan bilinci onları anlamaz. Masalların iletileri bilinçaltı tarafından ama hemen algılanır. Yetişkin olarak hemen hepimizin çocukluk anılarımızda yatan unutmadığımız bir masalımız vardır. Bilinçaltımız onun, yaşam kaderimizle paralel olan dilini anlamış ve onu bizim için depolamıştır. Masallar, yaşam sürecinde henüz içselleştirilememiş olumlu ve yaşanmış olumsuz olguları tanımlamakla kalmaz, olumluları bilinçlendirir ve olumsuzlardan özgürleşme yollarını da gösterir. 

Masallar, hem tanı, hem de çözüm olanakları içeren doğal psikoterapi kaynaklarıdır. Masalların, onları yaratan ulusun toplum bireylerlerinin özgürleşmesinde, kişisel özgüven ve öz değerlerini içselleştirmelerinde küçümsenmeyecek büyük yerleri vardır. Özgürlüğüne, özgüvenine ve öz değerine kavuşmuş birey, değer ölçüleri farklı olan diğer ulusların bireyleriyle de olumlu ve yapıcı iletişimler kurar. İnsanlar arası saygı ve sevgi tabanlı yapıcı iletişimlere karşı Odeabank ‘Eşit Masallar’ bölücü ve yıkıcı projesinin varlığı, asla ve asla kabul edilemez.

Masallarımız vazgeçilemez mücevherlerdir. Onları, hain saldırılardan korumak her ulus toplumunun aidiyet görevidir!

Dipnotlar: 

* İnsan gruplarının negrid, europid, mongolid ve australid antropolojik farklılıkları.

** Sosyal ruhsal kimlik.

*** Türk ulusunun toplum yapısını bazı akademisyenler ataerkil olarak kabul ediyorlar, algım, onun anaerkil olduğu. Bu konuyu, kendi inancım açısından başka bir yazımda irdeleyeceğim. 

(bkz. Aydınlık,05.12.2020.)