" Artık durumu düzeltmek, hayat bulmak, insan olmak için, mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine uygun yürütmek, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler ortaya çıktı. Oysa hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. Tarihte, böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır. İşte Türkiye de, bu yanlış zihniyetle sakat olan bazı yöneticiler yüzünden, her saat, her gün, her yüzyıl, biraz daha çok gerilemiş, daha çok düşmüştür."" Mustafa Kemal ATATÜRK

     Türkiye, 1945 sonrasında  ağına düşürüldüğü emperyalist ABD'nin kuşatması altında, Atatürk'ün 1930'lu yıllarda başlayan devletçilik ilkesi çerçevesinde planlı kalkınma  ekonomisi sayesinde Türk'ün gösterdiği mucize ile kazandığı, videoda da ifade edildiği gibi, uçak imalatı dahil, bütün kazanımlarını, özellikle 1980 yılında, küresel sermayenin planları ile kardeşin kardeşe kırdırılması sonucunda yaratılan kaos ortamından yararlanılarak ABD'nin oğlanları tarafından yapılan darbe sonucunda hızla kaybetti. 
     Bu kazanımları yeniden elde etmenin, Kemalist devrimin kaldığı yerden devam etmesinin ve uçak, füze, roket, araba, yüksek teknolojinin vb her ürününü yapabilmemizin; gıda güvenliğimizi, savaş ve salgın dönemleri dahil, her koşulda hic kimseye muhtaç olmadan sağlayabilmemiz için öncelikle tarımın planlı bir biçimde bütün ülkeye yayılmasının yolunun yeniden açılmak üzere, başta ABD olmak üzere ekonomik, askerî, kültürel vb bütün EMPERYALİST müdahalelere karşı millî Türk Devleti'ni koruma çizgisini savunmak zorundayız. 
     Lafla peynir gemisi yürümeyeceği gibi, ABD ve BATI'ya dayanarak da mazlum bir milletin yükselmesi, Türk millî Devleti'nin güçlenmesi asla mümkün olamaz. 
     Sihirli strateji, tam bağımsız Türkiye'dir. 
     Tam bağımsız Türkiye, emperyalizm ve mazlum milletler çağında, ancak emperyalist devletlerle, bugün de özellikle ABD ile mücadele ederek kazanılabilir.
     Başka yolu yoktur! 
     Bu ATATÜRK'ün hedefidir, ancak bu hedef doğrultusunda ayağa kalkar ve yeniden Türk mucizesini yaratabiliriz. 
     Bu da karamsarlık ile, "biz adam olmayız" yakınmalarıyla asla olmaz. 
     EMPERYALİST ABD'ye ve BATI'ya yaslanarak, oradan sözüm ona gelecek desteklerden, dayanışmadan bir medet umarak hiç olmaz!
     Atatürk'ün şu sözü kulaklarımızda hala çınlamaktadır:
     "Oysa hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir."
     "... ÇALIŞKANDIR, ZEKİDİR" diyerek güvendiği ve dayandığı Türk milleti ile bağımsızlık savaşı veren, bağımsızlığı kazanan, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Atatürk'ün dediği gibi bu da;     
     "TÜRK, ÖĞÜN, ÇALIŞ VE GÜVEN!" inancının hayata ve siyasete yön vermesi ile ancak, "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkını" Türk milleti yapmak, birleştirmek ve "hangi ahval ve şeraitte olursa olsun..."  EMPERYALİST saldırılara her koşulda direnenebilmek için 1921 yılının 12 Ocak günü kabul edilen  "Halkçılık Programı"ndan sonra, 5 Şubat 1937 yılında 1924 Anayasası'nın 2. maddesine eklenerek  hayata geçirilen CUMHURİYETÇİ, MİLLİYETÇİ, HALKÇI, DEVLETÇİ, LAİK ve DEVRİMCİ bir çizgi ile mümkün olabilecektir.

Ek olarak: 

MUSTAFA KEMAL PAŞA'NIN HALKÇILIK PROGRAMI

(13 Eylûl 1920)
"1. madde- Türkiye Büyük Millet Meclisi, hudûd-ı millîsi dâhilinde
temîn-i hayât ve istiklâl ve tahlîs-i makâm-ı hilâfet ve saltanat ahdıyla teşekkül eylemiştir."
"2. madde- Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti hayât ve istiklâlini kurtarmayı yegâne ve mukaddes gâye bildiği halkı emperyalizm ve kapitalizm tahakküm ve zulmünden tahlîs ederek irâde ve hâkimiyetinin hakîkî sâhibi kılmakla gâyesine vâsıl olacağı itikâdındadır."
"3. madde- Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti; milletin hayât ve istiklâline suikast eden emperyalist ve kapitalist düşmanların tecavüzâtına karşı müdâfaa ve haricî düşmanlarla tevhîd-i mesâî edip milleti iğfâl ve ifsâda çalışan dâhilî hâinleri tedîp için orduyu tarsîn etmeyi ve onu istiklâl-i milletin mütekâsı bilmeyi vecîbe add eder."
Bu üç maddede de açıkça görüldüğü gibi, BMM'nin ve hatta 4-12 EYLÜL günleri Sivas'ta yapılan kongrede kurulan CHP'nin  varoluş nedeni, mazlum Türk milletinin işgalden, emperyalist boyunduruktan ve bize dayatılan SEVR Antlaşması'nın yıkıcı sonuçlarından kurtuluş mücadelesine önderlik etmesidir. 
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün 13 Eylül 1920 günü TBMM’ne sunduğu, 21 Ocak 1921 günü kabul edilen ve özellikle ülkemizin istiklaline ve bunun için de halkı, emperyalizm ve kapitalizm zulmünden kurtarmak için düzenlenen 1., 2. ve 3. maddelerini yukarıda, günümüzde özellikle emperyalizmin gerçek yüzünü gizlemeye ve hatta emperyalist ABD’yi ve yakın bir tarihte ABD başkanı seçilen BİDEN’i “halkçı”, “demokrat” vb göstermeye çalışan Amerikancı sahte “Atatürkçü”lere inat olsun diye orijinal olarak paylaştığımız bu program, ülkemizi işgal eden emperyalist güçleri nasıl ve hangi yöntemle alt ettiğimizi çok net göstermektedir.