Demokrasi ve Atılım Partisi Mersin İl Başkanı Cenk Cenkcimenoğlu ;

‘Yeşile kavuşmak için ölmemiz mi gerekiyor?’

Demokrasi ve Atılım Partisi Mersin İl Başkanı Cenk Cenkcimenoğlu, Türkiye’de yaşanan doğa katliamlarına dikkat çekerek, özellikle Mersin’in bu şekilde gündeme gelmesinden rahatsız olduğunu dile getirdi. Son 1 yıl içerisinde çok sayıda doğa katliamının yaşandığını ifade eden Başkan Cenkcimenoğlu, “Davultepe’de 60 bin ağacın kesilecek olması yerel değil ulusal bir sorundur. Mersin merkezinde mezarlık dışında hiçbir yeşil alan bulunmuyor. Yeşil bir çevrede olmak için ölmemiz mi gerekiyor” diye konuştu. 

Deva Partisi Mersin İl Başkanı Cenk Cenkcimenoğlu, Radyo Ülkü’de yayınlanan Serkan Tultak ve Ufuk Cavlı’nın sunduğu Yerel Gündem programına katılarak gündeme dair konular hakkında görüşlerini paylaştı. Mersin’de örgütlenme çalışmalarını tamamlayıp, parti olarak Mersin’de ilk üye kaydının Silifke ilçesinden yapıldığı bilgisini veren Cenkcimenoğlu, siyasi partilerin ülke ve kent sorunlarına ilgi göstermesi gerektiğini ifade etti
Son günlerde Mersin gündemini yoğun şekilde meşgul eden Davultepe Küçük Sanayi Sitesinin yapılması için İşgal edilecek tarım alanları konusunda fikirlerini paylaşan Başkan Cenkcimenoğlu, “Sanayi sitesi yapılma amacıyla portakal ağaçlarının kesilmesi tam bir skandaldır. Pandemi döneminde en önemli ihtiyaçlardan birisi olan C vitaminini sağlayan portakal ağaçlarını kestiğimizi söylesek Avrupa’da bize gülerler. Tarım ağaçları hiçbir dönemde kesilmez. Ben babamdan biliyorum bazı ağaçlarımızı kesmek zorunda kaldığımızda babam ağlamıştı. Ülkemizin bütçesi pandemi sürecinde 150 milyar dolardan fazla eridi ve şuanda kimin erittiği belli değil. Biz şuan başka şeyler tartışıyoruz” dedi.
Süreci yakından takip ettiklerini vurgulayan Başkan Cenkcimenoğlu, “Bu konu 2017 yılında Burhanettin Kocamaz tarafından Tece’de bir alan işaretlenmesiyle başladı. Sonra ne olduysa bir kooperatif kurularak Tece’de ki alan yerine Davultepe’de bir yere yapmak isteğiyle Mezitli ve Büyükşehir belediyeleri burayı işaretliyor. Mezitli Belediye Başkanı ve Büyükşehir Belediye Başkanı bir açıklama yaparak buranın neden işaretlenmediğini açıklamalıdır. Vatandaş her şeyi bilmiyor olabilir. Geçmiş dönemde işaretlenen alan neden değiştirildi. Başta sayın Valimiz olmak üzere sorunun kaynağının açıklama yapması gerekiyor. 
İktidar Partisinin il başkanı açıklama yaparak ‘ağaçların kesilmesine karşıyım’ dedi ama,  partili Cumhurbaşkanı tarafından acele kamulaştırma kararı çıkaracak kadar bu iş neden hızlandırıldı. Hangi firmalar buradan yer almak için müracaat etti. Buradan o küçük esnaf mı yer alacak yoksa ismi açıklanmayan büyük firmalar mı yer alacak. Elbette daha güzel daha modern yerler yapılmalıdır. Ama burada ihtiyaç sahibi kim, görmek istiyoruz” diye konuştu.
Türkiye’de gündemin hızla değiştiğine dikkat çeken Başkan Cenkcimenoğlu, “Önce gündem yaratıyoruz sonra o gündemin tartışması peşinde geziyoruz. Daha önce Mezitli’nin kuzeyinde 1500’ün üzerinde ağaç kesildi kimin gündeminde kaldı. Belki bunu da bir süre konuşacağız ve gündemden çıkacak. 
Gülnar’da  Prens Charles koyu olarak bilinen koyun istimlak edilmesine yönelik bir Ankaralı firmanın 37 dönümlük alanın orman vasfından çıkarılması için başvurulmuş. Tam bir doğa harikası. Karadan ulaşım olmadığı için bu güne kadar korunabilmiş.  Ama birkaç duyarlı insan dışında hiç kimsenin gündemine gelmemiş olması son derece üzücü” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin ve dünyanın çok büyük sorunlarla uğraştığı bir dönemde bu tür çevre katliamıyla uğraşılmasının üzücü olduğunu vurgulayan Başkan Cenkcimenoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu sanayi sitesi konusunda yer seçiminin kesinlikle yanlış olduğunu düşünüyorum. Davultepe’de 60 bin ağacın kesilecek olması yerel değil ulusal bir sorundur. Sadece Mersin'de değil, Konya'da değil, Türkiye'nin hiç bir yerinde değil Meksika'da da 60 bin ağaç kesilmesin. Ardından Alata tesisleri var. Yarın kime peşkeş çekileceğini bilmiyoruz. Yine Nükleer santralin yapılacağı Akkuyu. Biraz daha gidince Prens Charles koyu. Mersin merkezine de baktığımız zaman mezarlık dışında bir tane yerşil alan yok. Yeşile kavuşmak işçin ölmemiz mi gerekiyor. Hem siyaseti hem belediyeciliği rahmetli babamdan öğrendim. Kendilerini ilgilendiren konu ile imza atan isimlerin aynı zamanda bu kooperatifte yer almaları etik değil. Elbette kendi arsasıyla ilgili düzenleme yapılabilir ama o kişinin komisyonlarda meclis görüşmelerinde olmaması lazım. Yetkililer, etkililer bu tür kendilerine rant sağlayacak konularda kafa yormak yerine, işçimizin, çiftçimizin, esnafımızın sorunlarıyla ilgilenmeli. Yüzde 40 enflasyonun olduğu bir yerde işsizliğin tavan yaptığı bir dönemde farklı şeyler konuşmalıyız. Asıl yaşadığımız sorunları gündeme getirmeliyiz.”