Yarbay Selahattin Salışık’ın kaleminden Sarıkamış Muharebeleri: | DEMOKRAT MERSİN | Mersin'in Demokrat Gazetesi

 
 
 
10:21  BAŞKAN SEÇER, ‘TARSUS KARBOĞAZI ÇEVRE FESTİVALİ’NE KATILDI  10:10  GEZEGENEMİZİ KURTARMAK İSTİYORSAK DAHA SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR GELECEĞE GEÇİŞ KAÇINILMAZDIR  21:40  GAZETECI A. VAHAP ŞEHITOĞLU, KıZ KARDEŞINI KAYBETTI  21:57  MERCAN’DA BİR İLK: ‘GECE GÖZLEM ETKİNLİĞİ’  21:35  ŞEHITOĞLU, DURAK’A TAM DESTEK VERDI  10:14  HALKIN BAŞKANI SEÇER, MAZBATASINI HALKLA BİRLİKTE ALDI  10:02  MTSO, KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALıŞTAYıNA HAZıRLANıYOR   09:59  ÇAKıR: “DEMOKRASIDE KAYBEDEN OLMAZ”  09:49  “AVUKAT İÇİN DE ADALET!”  09:37  AHMET SERKAN TUNCER, MEZITLI BELEDIYESI’NE İLK ADıMıNı ATTı  09:33  TOROSLAR’ıN YENI BAŞKANı YıLDıZ, MAZBATASıNı ALDı  09:31  BAŞKAN ABDULLAH ÖZYIĞIT, MAZBATASıNı ALDı  09:07  A.VAHAP ŞEHITOĞLU, CHP TOROSLAR BELEDIYE MECLIS ÜYELIĞI’NE SEÇILDI  22:30  ESAT ARSLAN: MOSKOVA SALDıRıSıNıN DÜŞÜNDÜRDÜKLERI  20:37  ABDURRAHMAN YıLDıZ’DAN TEŞEKKÜR MESAJı  20:34  VAHAP SEÇER, REKOR OYLA YENİDEN ‘BAŞKAN’  20:34  YENIŞEHIR YENIDEN ABDULLAH ÖZYIĞIT DEDI  10:22  ÖZBOZKURT VE YEŞILKUŞ’TAN İL EMNIYET MÜDÜRÜ KARABÖRK’E ZIYARET  10:20  KUVAYı MILLIYE RUHU FOTOĞRAFLARLA YENIDEN CANLANDıRıLDı  10:10  MTSO, KENTIN BEKLENTILERINI VAHAP SEÇER’LE PAYLAŞTı 
Yarbay Selahattin Salışık’ın kaleminden Sarıkamış Muharebeleri:

 

Yarbay Selahattin Salışık’ın kaleminden Sarıkamış Muharebeleri:

‘Planlama güzel uygulama kötü’
 

‘Hafız Hakkı Paşa’nın Sarıkamış önlerinde yalnız bırakılmaması ve ortak etkiyle Sarıkamış’ın bir an önce ele geçirilmesi fikri, acele hareket edilmesine yol açmış, bu da Sarıkamış felaketinin başlıca sebebi olmuştur.’
 

Ercan Dolapçı

Cihan Harbi içinde yaşanan Sarıkamış Muharebeleri (22 Aralık 1914-15 Ocak 1915) çok tartışılır ve sık sık gündeme gelir. Başkomutan Vekili Enver Paşa suçlanır. “Büyük felaket” olarak değerlendirilir. “90 bin şehit verdik” denir. Peki bu değerlendirmeler doğru mu? Buna en iyi cevabı verecek olan kuşkusuz askeri uzmanlar ve savaşa bizzat katılan askerlerdir. Bunlardan birisi de Yarbay Selahattin Salışık’tır. Askeri tarihçi de olan Salışık, Cihan Harbi ve Kurtuluş Savaşına katılan önemli bir komutandır. 1931-33 yılları arasında Sarıkamış’ı ele aldığı kitabında önemli saptamalar yapıyor. İstedik ki savaşın 107. yılında konuya katkısı olması için Salışık’ın kitabından önemli satırbaşlarını sizlere aktaralım. 

GENEL DEĞERLENDİRME 
TSK’dan Orgeneral rütbesiyle emekli olan Salışık, genel değerlendirme olarak şunları söylüyor: “Sarıkamış muharebelerine genel açıdan bakılırsa bu muharebelerin hiçbir zaman kesin sonuçlu bir meydan muharebesi şeklini almadığı görülür. Bu araştırılmaya değer bir konudur. Zafer kesin sonuçlu meydan muharebelerine bağlı kaldıkça harekât ve muharebe esaslarının bu amaca ulaştırılmasından daha doğal bir şey olamaz. Sarıkamış hazırlıklarını incelersek bu gayeye büyük bir değer ve önem verildiğini görürüz. Bu durumda niçin başarılı olamadık? Biz bu sorunun cevabını vermek için başarısızlığın sebeplerini Sarıkamış harekât ve muharebelerinin zaman ve mevsim itibarıyla çok zor şartlar altında yapılmasında da arayacak değiliz. Çünkü olaylar çok zor olsa da içinde bulunulan mevsim ve şartlar altında, iyi sevk ve idare edilecek mükemmel donatılmış bir Osmanlı ordusunun, Rus ordusu karşısında kesin sonuçlu bir başarı kazanabileceğini göstermiştir.” (Salışık, s.188-189) 

BAŞARISIZLIĞIN NEDENLERİ 
Salışık, kitabında başarısızlığın nedenlerini madde madde ele almaktadır: 

“Sarıkamış planı; az kuvvetle düşmanı cepheden tespit etmek ve iki kolordunun oluşturduğu 40.000-50.000 tüfeklik kuvvetli bir sıklet merkeziyle düşmanın stratejik kanat ve gerilerine yürünmesi açısından çok mükemmel bulunmaktadır. Bu plana göre yapılan hareketler düşmanın beklemediği bir zaman ve istikamette yapılmış olması sebebiyle de baskın etkisi yaptıklarından planın değerini artırmaktadır. 

Şimdiye kadar yapılan hareketler yukarıda da söylendiği gibi planın tatbik kapasitesinin olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte planın eleştirilecek bir yeri bulunmamaktadır. Bundan beklenen sonucun alınmaması kanaatimizce bir düşman zoru veya baskısı olmadan uygulamasında hassas davranılmamasından ileri gelmiştir.

10. Kolordunun daha hareketin ikinci ve üçüncü gününden itibaren kendisini olayların akışına kaptırarak genel amaçtan uzaklaştığı, Başkomutanlığın da çok muhtemeldir ki 10. Kolordunun hareketlerinin etkisi altında kalarak genel durumun gereklerine uymayan önemli kararlar verdiği görülür.

Bunları izah etmek için 3. Ordunun aldığı görevi bir daha gözden geçirmeyi faydalı buluyorum. Görev şuydu:

3. Ordu büyük kısmıyla düşman asıl kuvvetlerini Kars istikametinden ayırarak Aras vadisine doğru ve güneye atacak, düşmanın sağ kanat ve gerilerini kuşatacak.

Bu emrin nasıl uygulanacağını açıklayan bir maddesinde de harekât emredildiği gibi yapıldığı takdirde harekâta başlanıldığının üçüncü günü (24 Aralık 1914) 9. Kolordunun Kötek, 10. Kolordunun Bardız’a yönelmesinin muhtemel olduğu açıkça söyleniyordu.

 
Demek ki kolordular kendilerine ilk iki gün için verilmiş olan yürüyüş hedeflerine (Pitkir ile Oltu’ya) ulaştıktan sonra hareketlerini ordu komutanlığının genel amacına göre yeniden düzenlemek zorunda bulunuyorlardı.” (Salışık, s.189)

RUS KOMUTANIN DURUMU
“Başlayan ve iki gün devam eden hareketler sonucunda düşmanın alacağı durum, onu Sarıkamış genel istikameti üzerinden değil de Başkomutan Vekilinin ihtimal dâhiline aldığı Pitkir ve Bardız üzerinden Kötek ve Yeniköy istikametlerinde kuşatmayı daha faydalı kılacak yeni bir kararın alınmasını gerektirebilirdi.

Nitekim Kafkas Rus Ordusuna komuta eden Mişlayevski, 24 Aralıkta Tiflis’ten Micingirt’e geldiği zaman Osmanlı ordusunun taarruzuna karşı açık bir karar alacak durumda değildi. Bütün cephede yapılan hareketlerden Osmanlı ordusunun amaç ve gayesi hakkında kesin bir fikir edinememiş ve daha çok Rus ordusunu kötü sonuçlardan kurtarmak esası dâhilinde harekete karar vermişti. Bu fikirden esinlenerek ayın 25’inde Zivin tepelerine çekilmek istediyse de kendi Kurmay Başkanı General Yudeniç’in itirazı üzerine bu karardan vazgeçti. İşte görülüyor ki Osmanlı ordusunun harekete geçtiği andan itibaren dört gün geçmiş olduğu halde bile Rus ordusu komutanı hiçbir tedbir almamıştı. 25 Aralıkta Bardız’ın ele geçirilmesinden ve İd’deki Stumil tugayından bir haber alınmamasından sonra Mişelayevski, Rus ordusu cephesinden 12 piyade taburu, bir kazak alayı, bir batarya ve bir havan topçu taburunu geriye Sarıkamış bölgesine yürüyüşe geçirdi.

Rus ordusu komutanının boş geçirdiği bu kıymetli dört gün içinde, Osmanlı ordusu kuşatma görevi alan kolordularıyla durumun bu yeni gereklerine göre Pitkir’den Kötek’e ve Oltu’dan Bardız’a dönseydi durum ne olurdu?” (Salışık, s.190)

KAÇAN FIRSATLAR 
“Yolları az, dağlık arazide ve özellikle tipi ve kardan hareketlerin kesintiye uğramadan yapılması zor olan zamanlarda uzaklardan kuşatıcı hareketlere başvurmanın, etkiyi geciktirmekle beraber, düşmanın tedbir almasına da imkân vereceği yukarıda da değerlendirilen Sarıkamış muharebeleri çok açık bir şekilde göstermiştir. Bu sebepledir ki kuşatma hareketinin düşünüldüğü gibi kışa ve karşı koymaya çalışabilecek bir Rus ordusunun imhasını mümkün kılan bir şekilde yapılmamış olması çok büyük bir hata olmuştur.

Kesin başarının en önemli olan adımının düşman ordusunu imha etmek ve onu kısa bir zamanda tekrar canlanmasına meydan vermeyecek bir darbe indirmek olduğunu takdir ettiğine şüphe olmayan ve iki gün içinde yapılmış olan muharebelerle de bu düşüncesinin çok büyük bir başarı vadettiğini anlamış olan Başkomutan Vekilinin, ilk düşüncesinden vazgeçmesi Rus ordusu aleyhinde kesin sonuçlu ve başarılı bir meydan muharebesi verilmesi fırsatını kaçırmış ve bu hareket bilinen sonucu doğurmuştur.” (Salışık, s.191)

‘İHTİMALLERE BEL BAĞLAMAK’
“Bu çok açık olan gerçek karşısında Başkomutan Vekilinin ilk düşüncesinden vazgeçerek Sarıkamış’a gitmesinin sebeplerini tabiye ve stratejik gerekçelerle değerlendirmenin meslek zihniyetiyle kabulü mümkün değildir. Bu durumda Guze’nin (3. Ordu’nun Kurmay Başkanıdır) dediği gibi Kafkas Müslüman halkın üzerinde siyasi bir etki bırakarak bunları Rusya aleyhine isyan ile harekete geçirmek ve Rus Kafkas Ordusunu bu şekilde ortadan kaldırmak yolunun tercih edilmiş olduğuna hükmetmek gerekir.

Kendi ordusunun kuvvet ve büyüklüğünden daha çok arzu ve iradesine tabi olacağı şüpheli olan bir ihtimal kuvvetine bel bağlamak ve düşüncelerini bu esasa dayandırarak büyük ve radikal kararlar vermek ve yine durumun ulaşacağı sonuç anında kendi kuvvetine güvenmesi lüzumunu takdir etmeyen bir ordu komutanı için bu hareket tarzı hiçbir şekilde kabul edilemez.

 
Biz Osmanlı ordusunu bu önemli anlarda sevk ve idare eden Başkomutan Vekilinin bu çok basit olan esasları takdir ettiğine inandığımız için, Bârdız’dan sonra 10. Kolordu ile güvenilir bir irtibat kurmadan Sarıkamış’a alelacele uzanmasının esaslı sebebini 10. Kolordu Komutanının ayın 24’ünde saat 11:00’de Oltu’nun kuzeydoğu çıkışından ordu komutanlığına yazdığı bir raporla 24-25 Aralık akşamı Vartinik-Beyköy hattında bulunacağını bildirmesinde veya Başkomutanlığın 10. Kolordunun Oltu’dan sonra Sarıkamış’a yönelmiş olduğuna kanaat getirmiş olmasında buluyoruz.

‘ARTÇILARIN PEŞİNE TAKILDI’ 
“İşte 10’ncu Kolordu ile arada hızlı ve güvenli bir muhabere irtibatı kurulamamasından kolordunun Oltu’dan sonra Sarıkamış’a ilerlediğine inanan Başkomutan Vekili, 24-25 Aralık 1914 gecesi Bardız’da kolordu komutanı ve kendi kurmayıyla yaptığı bir müzakereden sonra, sonuçta bir ikmal ve iaşe merkezi olmaktan başka bir değeri olmayan Sarıkamış’a gitme kararını verdi.

Orduya 24 Aralık akşamı Vartinik-Beyköy hattını tutacağına dair yazdığı raporun gereğini yapmayarak büyük kısmını oluşturan iki tümeniyle zayıf Rus artçılarının peşine takıldı. Onlarla oyalandı ve en sonunda Kosor, Arsenek üzerinden yürümek ve Allahuekber Dağını aşmakla kuvvetlerini eserde açıkladığımız şekilde eritmeye mahkûm oldu. 

‘PARÇA PARÇA TAARRUZLAR’
“25 Aralık akşamı, 9. Kolordu Sarıkamış önünde düşmana çattığı zaman 10. Kolordu büyük kısımlarıyla daha Oltu yakınlarında ve Harapkale ve Penek civarlarında oyalanıyordu. 9. Kolordu günlerce Sarıkamış önlerinde yalnız kaldı. 25 Aralıkta başlayan ve 27 Aralık akşamına kadar devam eden parça parça taarruzlarla eridi. Buna karşılık düşman güneyde serbest bırakılan esas Rus kuvvetlerinden sürekli takviye birlikleri alıyor ve kuvvetleniyordu.

Parça parça muharebeye sokulan 9’ncu Kolorduyla işin başarılamayacağını anlayan Başkomutan Vekili, 27 Aralık akşamı 10’ncu Kolordunun beklenmesine karar vermiş ve bu kolordunun yürüyüşünü hızlandırmıştı.

10. Kolordu ise 28 Aralık günü geç vakit 31. Tümeniyle ve adeta enkaz halinde Sarıkamış önlerine gelebilmiş ve Yağbasan’da ateş baskınına uğrayarak ciddi zayiat vermişti. 30. Tümen de bugün Alisofu ve Pozat’a kadar ilerledikten sonra Kars istikametini tutmak üzere Yolgeçmez-Karahamza ve Divnik bölgesinde dağılmıştı.

10. Kolordunun dağınık hareket ve konuşu Sarıkamış önündeki genel duruma da uymuyordu. Yan teminine ayrılan kuvvet çoktu. Bu tertip, kendisinden ciddi yardım beklenilen ve kısa sürede kesin sonuç almaya çalışan bir birlik için doğru olamazdı.

İRTİBATSIZLIK 
Görülüyor ki 9. ve 10. kolordular hiçbir zaman ne kesin sonuç yerinde birlik olacak ve ne de yine burada kendi birliklerini bir araya getirecek güçte ve kapasitede olmuşlardır. 

Biz bunu daha çok kolordular arasında hızlı ve güvenilir bir irtibatın kurulamamasında ve dolayısıyla sevk ve idarenin bozularak hareketlerde birlik ve beraberlik sağlanamamasında görüyoruz. Diğer taraftan da kişiliğine çok güven duyulması nedeniyle aldığı görevi zamanında yapacağı muhakkak görülen merhum Hafız Hakkı Paşa’nın mutlaka Sarıkamış’a gitmiş olduğu düşüncesinden ortaya çıktığını sanıyoruz. İşte Hafız Hakkı Paşa’nın Sarıkamış önlerinde yalnız bırakılmaması ve ortak etkiyle Sarıkamış’ın bir an önce ele geçirilmesi fikri, acele hareket edilmesini ve bu da Sarıkamış felaketinin başlıca sebepleri olmuştur.” (Salışık, s.192-193) 

Kaynak:  Yarbay Selahattin (Salışık), Kafkas Cephesi’nde 10. Kolordu’nun Birinci Dünya Savaşı’nın Başlangıcından Sarıkamış Muharebelerinin Sonuna Kadar Olan Harekâtı, Yayına Haz.: Dr.Öğ.Yb. Zekeriya Türkmen, Tar.Uzm. Alev Keskin, Tar.Uzm. Fatma İlhan, Genelkurmay Başkanlığı Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2006.



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!


 
  HIZLI ARA
 
 
 
  HAVA DURUMU
 
..

Mersin Haberleri, Mersin Son Dakika, Mersin Haber, Haberler, Son Dakika, Mersin, Mersin Siyaset



 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA