Avukat İzzet Uludağ

GÖZLERİMİZİ AÇARAK ÜLKEMİZE KARŞI BÖLGEDE

ABD VE NATO SALDIRGANLIĞINI HÂLÂ GÖRMEYECEK MİYİZ?

15 Mayıs 1919 günü işgalin başladığı İzmir'de, büyük komutan ve devrimci Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, ayağında çarık dahi olmayan köylülerden oluşan Türk ordusu askerlerinin günlerce gece gündüz demeden savaşa savaşa yaptığı tarihsel yürüyüşünde ortaya koyduğu üstün fedakârlığı sonucunda Türk milleti için büyük bir zaferle, İzmir'in de kurtuluşu ile sona ermiştir.

Bütün Türk milletinin zaferi olduğu çok açıktır.

Türk Milleti'ne de İzmirli hemşerilerimize de kutlu olsun!

Ancak işin en vahim tarafı, İzmir'in Kurtuluşu TARKAN konseri ile kutlandıktan bir gün sonra, Yunan hücum botları tarafından bir Türk RORO gemisine saldırı yapılmış, Türk Sahil Güvenlik botlarının gelmesi üzerine saldırgan Yunan hücum botları bölgeyi terk etmiştir.

Son zamanlarda Yunanistan üzerinden kuşatılan ülkemize karşı işgal hazırlıklarının yapıldığı strateji uzmanları tarafından da ifade edilmektedir. Ancak bu vahim tablo ve durum iktidar ve muhalefet tarafından yeteri kadar ciddiye alınmamakta ve hatta muhalefet vekillerinin bazıları neredeyse Yunanistan'ı Mavi Vatan'da ve Ege sularında, adacıklar üzerinde haklı olduğunu, Türkiye'nin agresif bir tutum içinde olduğunu açıkça da beyan etmişlerdir.

İş Türk Milleti'ne düşmüştür. Durumun vahametini kavramak ve Türkiye'yi tehdit eden bu savaşa karşı, Türkiye'nin bölgede en geniş ittifak kurması için tutum almasını savunmak zorundayız!

20. Yüzyılın başında emperyalist güçler tarafından "hasta adam" ilan edilen ülkemizi işgal senaryoları ve 15 Mayıs'ta İzmir'in işgali ile hayata geçirilmiş, ancak Türk Milleti bu işgale izin vermemiş, bu girişime bağımsızlık savaşı ile İzmir'de son vermiştir.

Emperyalizm, o günden bu güne bu hülyanın peşinde koşmuş ve bu senaryo, bundan tam 20 yıl önce NEVADA çöllerinde yeniden gözden geçirilerek ABD'nin 24 TEMMUZ 2002 tarihinde başlatıp 22 gün süren ve adını da "Bin yılın hesaplaşması" konarak yaptıkları tatbikat üzerine bir geminin batırılmasıyla, bir adanın (KIBRIS'ın) mesele yaratmasından ötürü ülkemizin 96 saat içinde işgal edilmesi üzerine proje hazırlanmıştır.

Bu proje hayata geçirilmek üzere emperyalist ABD, Yunanistan kıyılarında namluları Türkiye'ye çevrili silahların yerleştirildiği üsleri kurmaya devam etmektedir. .

Ancak Tarkan konserinin yüksek heyecanı ve sarhoşluğu üzerine dün açıkça yapılan saldırı, geçen haftalarda S 300 hava savunma sistemlerinin uçaklarımıza radar kilidi atması da çoğu kişi tarafından görülmemiş, duyulmamış, bunlardan amaçlananın ne olduğu doğru kavranmamış ve bir tepki de verilmemiştir.

Bu saldırı ve ABD'nin DEDEAĞAÇ'tan başlayarak bütün ülkemizi askeri üslerle kuşattığı her gün ayrı bir taciz olayının yaşandığı, S 300 hava savunma sisteminin uçaklarımıza radar kilidi attığı ortamda sesimizi hala çıkartmayacak mıyız?

Bu yerel, basit bir siyasi tavır olarak mı algılanacaktır?