Ali Adalıoğlu

Bu işin lamı cimi yok!
Mersin depremde zarar görmedi!
Doğrudur!
Ancak, deprem sonrası en sorunlu kentlerden biri olacağı da kesin!
Artçısı Mersin’i vuracak!
Depremzedeler akın akın Mersin’e geliyor.
Çok sayıda sığınmacı da.
Neden mi?
Nedeni oldukça çok. Mersin’de yaşamak kolay.
İklimi iyi.
İnsanı konuksever.
Ayrımcı değil.
Türkiye’nin gözbebeği ketlerinden biri..
Huzur var güven var.
Daha ne olacak ki?
Ancak, deprem sonrası yaşanan göç Mersin’in geleceğini karartabilir!
Tabi ki gerekli önlemler alınmazsa!
Bu göçten en çok etkilenecek olanlar ise yerel yönetimler.
Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm ilçe belediyeleri zorlanacak!
Depremin yarasını bir anda sarmak olanaksız!
Depremzedelere ne zamana kadar yardım elini uzatabilecekler?
Bir ay mı, üç ay mı bir yıl mı?
Bu nedenle Hükümet yani Ankara veya Bay Başkan, Mersin’in çığlığını duymak zorundadır!
Mersin Afet Bölgesi ilan edilmelidir!
İsterseniz önce Afet Bölgesi ilan edilirse ne olacak, onu açıklayayım;
Bir yer Afet Bölgesi ilan edildiğinde, “orada yaşayanlara sağlık hizmetleri tamamen ücretsiz götürülüyor. Bölgedeki ordu
birlikleri, kendilerinden istenenleri yapmak zorunda kılınıyor.
Yapılardaki hasarı tespit etmek amacıyla gerekirse bütün illerden teknik heyetler görevlendirilebiliyor. Bunun için ilgili
bakanlıklar hükümet tarafından Afet Bölgesi'nde görevlendiriliyor. Bölgedeki her bir ailenin, her bir bireyinin psikolojik ve
sosyolojik tedavisi için sosyal hizmet uzmanları ve psikologlar görevlendiriliyor.
Tüm maddi kayıplar devlet tarafından ödeniyor, binaların yıktırılması ya da boşaltılması gereken hallerde bu durum mal
sahibine bildiriliyor. Mal sahibinin bu karara üç gün içinde itiraz etme hakkı bulunuyor.”
Yani, Devlet Baba her zaman yanında.
Bu da insana güven verir.
Bunun için ayırımcılık yapmaya gerek yok!
Mersin’deki tüm yerel yöneticiler bir araya gelmeli ve Mersin’ in Afet Bölgesi ilan edilmesinin gerekçelerini Ankara’ya/ Bay
Başkan’a anlatmalıdır.
Dahası Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nın milletvekilleri de bu olayın takipçisi olmalıdır!
Mersin için böylesine hayati konuda dahi bir araya gelmezlerse, ne zaman gelecekler?
Gün ayrışma değil birleşme/birlik olma zamanıdır!
Sözün ÖZÜ;
Böylesi afetler sonrası kentin AFET BÖLGESİ/ÖZEL DESTEK kapsamına alınması çok önemli!
Oldukça hassas bir konu.
Bu bağlamda STK’lara da büyük görev düşüyor.
Onlar da bir araya gelerek yerel yönetimlere destek vermelidir!
Ki, gelecekte Mersin GÖÇ ENKAZI’nın altında kalmasın!
Milletvekilinden, yerel yöneticisine, bürokratından sokaktaki vatandaşına kadar tüm Mersin’e çağrımdır;
Mersin’in Afet Bölgesi ilan edilmesi için sesimizi Ankara’ya duyuralım.
Aha ben bu sütunlardan bağırıyorum;
ANKARA ANKARA DUY SESİMİZİ!..