24 Nisan’da ne oldu? | DEMOKRAT MERSİN | Mersin'in Demokrat Gazetesi

 
 
 
10:14  HALKIN BAŞKANI SEÇER, MAZBATASINI HALKLA BİRLİKTE ALDI  10:02  MTSO, KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALıŞTAYıNA HAZıRLANıYOR   09:59  ÇAKıR: “DEMOKRASIDE KAYBEDEN OLMAZ”  09:49  “AVUKAT İÇİN DE ADALET!”  09:37  AHMET SERKAN TUNCER, MEZITLI BELEDIYESI’NE İLK ADıMıNı ATTı  09:33  TOROSLAR’ıN YENI BAŞKANı YıLDıZ, MAZBATASıNı ALDı  09:31  BAŞKAN ABDULLAH ÖZYIĞIT, MAZBATASıNı ALDı  09:07  A.VAHAP ŞEHITOĞLU, CHP TOROSLAR BELEDIYE MECLIS ÜYELIĞI’NE SEÇILDI  22:30  ESAT ARSLAN: MOSKOVA SALDıRıSıNıN DÜŞÜNDÜRDÜKLERI  20:37  ABDURRAHMAN YıLDıZ’DAN TEŞEKKÜR MESAJı  20:34  VAHAP SEÇER, REKOR OYLA YENİDEN ‘BAŞKAN’  20:34  YENIŞEHIR YENIDEN ABDULLAH ÖZYIĞIT DEDI  10:22  ÖZBOZKURT VE YEŞILKUŞ’TAN İL EMNIYET MÜDÜRÜ KARABÖRK’E ZIYARET  10:20  KUVAYı MILLIYE RUHU FOTOĞRAFLARLA YENIDEN CANLANDıRıLDı  10:10  MTSO, KENTIN BEKLENTILERINI VAHAP SEÇER’LE PAYLAŞTı  10:00  BAŞKAN SEÇER MUT HALKIYLA BULUŞTU  09:55  BAŞKAN ÖZYIĞIT, “BALıK PAZARı SAYıSıNı ARTTıRACAĞıZ”  09:39  CEZAEVI AVUKAT GÖRÜŞME ODASıNDA YENILEME BAŞLADı  09:35  AVUKATLARA ‘SEÇIM VE SANDıK GÜVENLIĞI EĞITIMI’ VERILDI  09:32  81 BARO: CINSEL ISTISMARA HEP BIRLIKTE DUR DIYELIM 
24 Nisan’da ne oldu?

 

24 Nisan’da ne oldu?

'Taşnaksutyun, Rus süngülerine dayanan, mahalli ve bölgesel olmayan isyanlar çıkarıyor, İttihat ve Terakki de isyanların savaş alanında cereyan etmesinden istifade ederek devletin kendi varlığını savunması hakkını kullanıyor. Bu öyle bir haktır ki, en medeni bir devlet bile bundan vazgeçemez.'

FEYZİYE ÖZBERK

Yıl: 1915… Ermeni isyanları ardı ardına patlak veriyor. İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusya’sından aldıkları destek ve cesaretle Ermeni komiteleri isyan kararları alıyor ve uyguluyor. Türk Ordusu, Çanakkale’de ve diğer cephelerde bir ölüm-kalım mücadelesi veriyor. Vatanını savunuyor. Bu nedenle cephe gerisinde meydana gelen olayların önlenmesi gecikiyor, zorlaşıyor.

Dâhiliye Nazırı olan Talât Bey, Ermenilerin çıkarttıkları olay ve katliamlara seferberlik ilânından itibaren dokuz ay tahammül ettikten sonra, bu konuda daha kalıcı tedbirler almak zorunda kalıyor. 24 Nisan 1915 tarihinde vilayetlere ve mutasarrıflıklara gizli bir tamim yolluyor. Bu tamimde; Ermeni komite merkezlerinin kapatılması, evrakına el konulması ve komite elebaşlarının tutuklanması isteniyor. 235 kişi tutuklanıyor. Ermenilerin her yıl katliam günü olarak andıkları 24 Nisan, bu tutuklamaların gerçekleştiği gündür. Ölen kimse yoktur.

ERMENİ SORUNU

Osmanlı Devleti, kurulduğu ilk günden itibaren Ermeniler, devletin en sadık tebaası olarak görülüyor. Fatih, İstanbul'u fethettikten sonra birçok Ermeni’yi oraya naklediyor ve 1461 yılında Ermeni Patrikliğini kuruyor. Daha sonraki dönemlerde yapılan ıslahat hareketleri çerçevesinde Ermenilerin hakları garanti altına alınıyor.

19. yüzyılın sonuna gelindiğinde büyük devletlerin tahriki, Ermeni milliyetçi liderlerinin ve din adamlarının teşvikiyle Osmanlı Devleti'ne karşı düşmanca girişimler başlıyor. Osmanlı hükümetlerinin zayıflıkları düşmanlığın güçlenmesine imkân ve umut veriyor. İstanbul'daki Ermeni Patriği’nin devlete bağlılığı tartışmalı bir duruma geliyor.

Ermeniler, 1869'dan itibaren silahlı mücadeleye yönelik ihtilâl komiteleri kurmaya başlıyor. 93 Harbi’nden (1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı) sonraki gelişmelerde artık ayrı bir Ermenistan'dan bahsedilmeye başlanıyor. 93 Harbi, Ermeni meselesi için bir dönüm noktası oluyor. Osmanlı Devleti'nin bu savaşta yenilmesi ve Rus ordusunun İstanbul önlerine kadar gelmesi Ermeni meselesinin ülkeler arası bir soruna dönüşmesinin ortamını yaratıyor.

Osmanlı'nın bu zor durumunu fırsat bilen Ermeni Patriği, Rus çarından Rusya'nın Doğu Anadolu'da işgal ettiği toprakları geri vermemesini istiyor.

İngiltere, Rusya’nın Ermenileri himaye perdesi altında Doğu Anadolu'da siyasi ve ekonomik üstünlük elde etmesini istemiyor. O da Doğu Anadolu'da bağımsız bir Ermeni devletinin kurulması için destek veriyor. Bu durum, Ermeni komitacıların faaliyetini artırıyor, yaygınlaştırıyor. İstanbul Ermeni Patrikhanesi önündeki gösterilerin, Kayseri, Yozgat ve Merzifon'daki isyanların, 1894'teki Sason isyanının, 1895'te Babıali’ye yapılan yürüyüşün, 1896'da Galata'daki Osmanlı Bankası'nın basılmasının, 1904'te ikinci Sason isyanının, 1905'te Sultan Hamit'e bomba atılmasının ve nihayet Adana Vakası gibi birçok olayın perde arkasındaki güç, İngiltere'dir. Dünya Savaşı öncesi, Osmanlı ülkesi üzerinde emelleri olan bu iki büyük gücün, İngiltere ve Çarlık Rusya’sı, anlaşması tehlikeyi çok büyütüyor.

TEHCİR KARARININ ALINMASI

Başkumandan vekili Enver Paşa, yaşananlara köklü bir çare bulmak amacıyla, 2 Mayıs 1915 tarihli bir yazı ile Dâhiliye Nazırı Talât Bey’e sorunun çözümüne yönelik düşüncesini iletiyor: “Van Gölü çevresinde ve Van ilince özellikle bilinen belli yerlerdeki Ermeniler, ayaklanma ve ihtilâl için sürekli bir ocak durumundadırlar. Bu halkın oradan kaldırılarak isyan yuvasının dağıtılması düşüncesindeyim.” 

Bu yazı ile Enver Paşa, Ermenilerin isyan çıkaramayacak şekilde dağıtılmalarını istiyor. Bu sürgün işlemi yalnızca isyan ve karışıklık çıkarılan bölgelerdeki Ermenilere uygulanacaktır. Amaç: yaşananları görerek gelecekte olabilecek daha büyük acıların, zararların önüne geçmek. Devletin görevi tam da bu değil midir? Vatanının, yurttaşlarının geleceğini koruma altına alacak tedbirleri almak.

Talât Bey, Dâhiliye Nazırı olarak durumun acilliğini görüyor. Ermeni tehcirini (zorunlu göç) başlatıyor. Önce Van, Bitlis ve Erzurum havalisinde bulunan Ermenilerin savaş alanı dışına çıkarılmalarını, adı geçen il valilerinden 3. ve 4. Ordu komutanlarıyla işbirliği yaparak derhal icraata geçilmesini istiyor.

MİLLİ ERMENİ HEYETİ REİSİNİN İTİRAFI VE DİĞER AÇIKLAMALAR

Ermeni sorununu izlemekle görevlendirilen Milli Ermeni Heyeti Reisi Bogos Nubar'ın, 30 Kasım 1918 tarihinde Fransa Dışişleri Bakanı Pichon ve diğer Avrupalı devletlerin dışişleri bakanlarına yaptığı başvuru, gerçeğin itirafı niteliğindedir: “Tarafınızdan da bilindiği gibi Ermeniler harbin başından beri savaşa katılmışlardır. Çünkü Ermeniler İtilaf devletlerine (yani İngiltere, Fransa ve Rusya) karşı olan sarsılmaz bağlılıkları nedeniyle ağır özveriler ve devamlı ıstıraplarla karşılaşarak bütün cephelerde İtilaf devletlerinin yanında savaşmışlardır.”

Fransız din adamı Mgr. Touchet, 1916 yılı Şubat ayında Oeuvre d'Orient kurumunda verdiği konferansta, bir din adamına yakışan dürüstlükle konuşuyor: “1915 yılı başında 500.000 Ermeni'nin öldüğü tahmin edilmişti. Bu sayı bize göre çok abartılmıştır. Ancak bu miktarı bugün doğru olarak tespit etme imkânımız da yoktur. Ancak şüphe etmeden söyleyebiliriz ki, I. Dünya Savaşı’nda Doğu Anadolu'da Türk-Rus sınırında, karşılıklı ateşler arasında bir ölüm kalım savaşı yapılırken Ermeniler orada sıkışmışlar ve bölgede çok acıklı olaylar cereyan etmiştir. Ancak bu girişimlerin başlangıcı Ermeni ihtilâlcilerin Müslümanları öldürmeleriyle başlamıştır. Bu işin ayrıntılarını bilmiyoruz. Ermenilerin yayımladıkları bilgilere de güvenmeye imkân yok. Ermeni çetelerinin evlerinde bulunan Rus silah ve bombaları bu işin iç yüzünü açıkça göstermektedir.”

YAŞANANLAR VATAN SAVUNMASIDIR!

Türkler için yaşananlar bir vatan savunmasıdır.

Bir Ermeni yazar Leo, sorunun özüne, yani açık gerçeğin en can alıcı noktasına dikkat çekiyor: "Taşnaksutyun, Rus süngülerine dayanan, mahalli ve bölgesel olmayan isyanlar çıkarıyor, İttihat ve Terakki de isyanların savaş alanında cereyan etmesinden istifade ederek devletin kendi varlığını savunması hakkını kullanıyor. Bu öyle bir haktır ki, en medeni bir devlet bile bundan vazgeçemez."

21 Aralık 1915'te Berlin'de yayınlanan Ermeni Sorunu adlı bir kitapta yazar, Ermenilerin gayet rahat yaşadıklarını, buna karşın Türklere nankörlük yaparak açıkça Ruslara yardım ettiklerini belirttikten sonra şöyle devam ediyor: "Hiçbir zaman Ermeni katliamı olmamıştır. Türkler şiddetli önlemler almışlardır. Hatta göç ettirilenler arasında masum kişiler de bulunabilir; fakat bundan dolayı Osmanlı hükümeti suçlanamaz. Zira devlet çıkarı önde gelir. (…) Burada suç: İngilizlerle Rusların ve bizzat Ermenilerindir."

ERMENİSTAN’IN İLK BAŞBAKANI'NIN AÇIKLAMASI

Ermenistan’ın ilk Başbakanı Ohannes Kaçaznuni de benzer biçimde İngiltere'nin denizden denize büyük Ermenistan vaadine kandıklarını söylüyor. Tehcirin etkili ve zorunlu bir çözüm olduğu gerçeğini çarpıcı bir anlatımla kabul ediyor:

“1915 yaz ve sonbaharı döneminde Türkiye Ermenileri tehcire (zorunlu göçe) tabi tutuldular, kitlesel sürgünler ve baskınlar gerçekleştirildi. Bütün bunlar Ermeni meselesine ölümcül bir darbe vurdu. (…) Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır; sonradan da anlaşılacağı üzere bu yöntem Türkiye’de Ermeni meselesinin temelli çözümü açısından en kesin ve en uygun yöntemdi.”

Tarihçi Bernard Lewis de “Ermeni Soykırımı” iddialarını reddediyor ve I. Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı topraklarında yaşananları bir “savaş trajedisi”olarak tanımlıyor.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ PERİNÇEK KARARI

1915 Ermeni Olayları konusunda pek çok tarihçi, yazar, devlet adamı, politikacı çok şey yazdı ve söyledi. İstenmeyen acı olaylar yaşandı. Ama gerçekleşenler bir soykırım değildi. Soykırım hukuki olarak tanımı yapılmış bir suçtur. Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi, “soykırım suçu”nun varlığı ya da yokluğu konusundaki yetkili mercii, “yargı organları” olarak belirlemiştir. Hangi yargı organı ya da organlarının yetkili olduğu da Sözleşme’de açıklanmıştır.

Yani bu konuda ancak yetkili mahkemeler karar verebilir. Nitekim alınmış böyle bir mahkeme kararı yoktur. ABD Başkanı da dâhil olmak üzere hiçbir politikacı ya da politik kurum/meclis bu konuda karar veremez. Yetkisizdir.

En önemlisi: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Perinçek kararı ile “Ermeni Olaylarının Yahudi Soykırımı Sınıflaması İçinde” olmadığını hukuki zeminde karara bağladı. AİHM kararıyla, “Ermeni soykırımı” iddiasının uluslararası hukuktaki temeli tamamen ortadan kaldırılmış oldu.

ABD Başkanı Biden, 24 Nisan 2021’de 1915 olaylarını ilk defa “soykırım” olarak tanımladı ve 2022 yılında da bu tavrını tekrarladı. Açık hukuki duruma ve gerçeklere karşın neden ABD Başkanı böyle bir açıklama yaptı? Neden ülkemizi üstleriyle çevreliyor? Neden PKK’yı destekliyor? Bu sorular çoğaltılabilir... Yanıtı ülke olarak birliğimizi, askeri, ekonomik gücümüzü ve başta Rusya ve komşularımız olmak üzere dostlarımızı artırarak biz vereceğiz.

Kaynak:
Feyziye Özberk, Talât Paşa İttihat Terakki Tarihi / Posta Memurluğundan Devrim Önderliğine, Kırmızı Kedi Yayınevi, Ekim 2021 İstanbul.



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!


 
  HIZLI ARA
 
 
 
  HAVA DURUMU
 
..

Mersin Haberleri, Mersin Son Dakika, Mersin Haber, Haberler, Son Dakika, Mersin, Mersin Siyaset



 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA