“Ülkelerine bayram ziyaretine gidecek olan Suriyeli sayısı 100 bini aştı…”

Haber ilgimi çekti. Eminim ki çoğumuz için geçerli bu…
Öyle ya, “Bayram” demek;
Mutlulukları paylaşmak demektir,
Özlem gidermek demektir,
Dayanışmayı güçlendirmek demektir ki, bütün bunlar ancak ve ancak güvenli ortamlarda gerçekleştirilebilir…
5 milyonu bulan Suriyeli, neredeyse 10 yıl olacak kadar zaman dilimidir ki ülkemizdeler.
Suriyeliler için her birimizden harcanan paralar artık milyon dolarlarla hesaplanıyor,
Ülkemizde işyeri açabiliyorlar, vatandaşlarımızın verdiği vergileri vermeden,
Emekçi ücretlerinin düşük olmasına neden oluyorlar,
Üniversiteye girişleri, “Yarış atı” olan gençlerimize inat edercesine “Sınavsız”,
Her türlü hastane ve ilaç masrafları ücretsiz,
Ulaşım da öyle,
Çocukları için okul ve öğretmen açığı yok,
En lüks semtlerde oturanlar, emlakte fiyat yükselmesine neden oluyorlar,
Yoksulları da var… Trafik ışıklarındaki su, sakız vb. satışlar için “Bizimkileri” dışlamış durumdalar,
Türk vatandaşlığına geçmek istemiyorlar…
 Bütün bu haklardan sonra neden geçmek istesinler ki?
*                      *
Duygu sömürüsü yapmaya kalkanlara öncelikle “Dur” diyelim!
“İnsanlık öldü mü?” ya da “Konuksever bir milletiz…” diyenlere de.
İnsanlık ölmedi elbette, gözü-gönlü tok olmada üstümüze yoktur. Ancak Konukseverliğin de bir tanımı, çerçevesi, kapasitesi vardır değil mi?
1)      Ülkelerine bayramlaşmaya gidiyorlarsa bu, ülkede yaşanılır ortam olduğunun göstergesidir,
2)      Bizim ülkemize saldırdığında sömürgenler, ülkemizi bırakıp kaçacak mıyız?
3)      Özellikle sağlık alanında on yıllar önce alt ettiğimiz, gömdüğümüz hastalıklarla yeniden karşılaşmamız pahasına bu mülteci akınını kabul etmemiz “İnsanlık” mıdır?
4)      Neredeyse dibe vurmuş eğitim sistemimizi; hem program olarak, hem öğretmen temini açısından ve hem de nitelik açısından heba etmemize değer mi?
5)      Topraklarımızda “İkinci sınıf vatandaş” olmaya başladık bile, olmalı mı?
Neresinden bakılırsa bakılsın, 5 milyon Suriyeli gerçeği tam bir ÇIKMAZ SOKAKTIR!
Kendi kendimize yetmeye çalışmalı ve kendi topraklarımızda üreten, efendi ve hanımefendiler olmalıyız.
 Uzak görüşlü olmanın ölçütü de diyebiliriz…
            
Saadet Pesen 
saadet05@yahoo.com