“Otur oturduğun yere… Ben bu projeyi hayata geçireceğim…”
“Benim işim bu… Nasıl otururum?”
“Kim ne derse desin, bu proje bizim dünyadaki itibarımızı yükseltecektir…”
“İtibar istiyorsan, işsizliğe çare ol. Üretimi güçlendir. Okul yaptır. Fabrika kur…”
“Montrö bize hiçbir hak getirmedi…”
“Montrö bizim uluslararası arenadaki en değerli haklarımızdan biridir…”
“Parayı sen vermeyeceksin…”
“Bu koşullarda, bu para 82 milyona eziyettir…”
“Çevreye hiçbir zararı olmayacak…”
“Bu proje İstanbul’a ihanettir ve hatta cinayettir…”
“Proje İmzalanmış ve onaylanmıştır…”
“Proje Meclis onayından geçmemiştir…”
Özeti bu!
Peki gerçeği?
Ülkemizde ekonomik sıkıntılar had safhada.
“İtibar”;
Halkın geçinebilirliliğiyle,
Üniversite mezunu yüzbinlerce gencin iş sahibi olmasıyla,
Tarım ülkesi olan ve kendi kendine yetebilen bir ülke konumuna yeniden ve yine geçebilmekten,
Üreten çiftçiye gerçek anlamda ve hakedldiği ölçüde her türlü devlet desteği vermekten,
82 milyonun can ve mal güvenliğini sağlamaktan,
Boğazımızdan keserek 40 milyar dolar harcadığımız Suriyeli göçmen sayısını azaltmaktan,
Saraylara saray katmak yerine, açlık sınırındaki gelir sahiplerine, yaşamalarını sağlayacak miktarda katkı sağlamaktan,
Eğitim, sağlık, ulaşım hizmetlerini en yaygın biçimde ve ücretsiz olarak halkın hizmetine sunmaktan geçer.
“Yöneticileri zengin olan ülkelerde halk yoksuldur.”
Doğru mu demişler?
İpi germekten vazgeçin.
Herkesin hayrına.
Hepimizin hayrına.
Yönetenlerin ve yönetilenlerin hayrına.
Samimiyete, açıklığa, toplumculuğa, kamuculuğa çağrımızdır.
Saadet Pesen saadet05@yahoo.com 27/Aralık/2019 İmece