10:21  BAŞKAN SEÇER, ‘TARSUS KARBOĞAZI ÇEVRE FESTİVALİ’NE KATILDI  10:10  GEZEGENEMİZİ KURTARMAK İSTİYORSAK DAHA SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR GELECEĞE GEÇİŞ KAÇINILMAZDIR  21:40  GAZETECI A. VAHAP ŞEHITOĞLU, KıZ KARDEŞINI KAYBETTI  21:57  MERCAN’DA BİR İLK: ‘GECE GÖZLEM ETKİNLİĞİ’  21:35  ŞEHITOĞLU, DURAK’A TAM DESTEK VERDI  10:14  HALKIN BAŞKANI SEÇER, MAZBATASINI HALKLA BİRLİKTE ALDI  10:02  MTSO, KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALıŞTAYıNA HAZıRLANıYOR   09:59  ÇAKıR: “DEMOKRASIDE KAYBEDEN OLMAZ”  09:49  “AVUKAT İÇİN DE ADALET!”  09:37  AHMET SERKAN TUNCER, MEZITLI BELEDIYESI’NE İLK ADıMıNı ATTı  09:33  TOROSLAR’ıN YENI BAŞKANı YıLDıZ, MAZBATASıNı ALDı  09:31  BAŞKAN ABDULLAH ÖZYIĞIT, MAZBATASıNı ALDı  09:07  A.VAHAP ŞEHITOĞLU, CHP TOROSLAR BELEDIYE MECLIS ÜYELIĞI’NE SEÇILDI  22:30  ESAT ARSLAN: MOSKOVA SALDıRıSıNıN DÜŞÜNDÜRDÜKLERI  20:37  ABDURRAHMAN YıLDıZ’DAN TEŞEKKÜR MESAJı  20:34  VAHAP SEÇER, REKOR OYLA YENİDEN ‘BAŞKAN’  20:34  YENIŞEHIR YENIDEN ABDULLAH ÖZYIĞIT DEDI  10:22  ÖZBOZKURT VE YEŞILKUŞ’TAN İL EMNIYET MÜDÜRÜ KARABÖRK’E ZIYARET  10:20  KUVAYı MILLIYE RUHU FOTOĞRAFLARLA YENIDEN CANLANDıRıLDı  10:10  MTSO, KENTIN BEKLENTILERINI VAHAP SEÇER’LE PAYLAŞTı 
Hayalimdeki Mersin | DEMOKRAT MERSİN GAZETESİ
image
Ahmet AKIN

Hayalimdeki Mersin

HAYALİMDEKİ MERSİN
Ahmet Akın-Yeminli Mali Müşavir

Tam kırk yıl süren  Amerika serüveninden sonra nihayet Mersin’e kesin dönüş yapıyoruz. Tatlı bir heyecan tüm yüreğimi kaplamış durumda. Gazete ve internet haberleri sürekli  Mersin’deki süper gelişmelerden bahsediyor. Avrupa’nın yaşanabilir en güzel ikinci kenti seçilen Mersin’deki yenilikleri ve değişiklikleri içime sindire sindire yaşayacak olmam başka bir heyecan veriyor.
Uçak Mersin Havaalanı’na indiğinde kırk yıl önce Adana’dan küçük bir havaalanından gidişimi anımsadım. Mersin Havaalanı Mersin’in otuz beş kilometre doğusunda uluslararası standartta modern bir havaalanı. Mersin kent merkezine raylı sistem, otobüs ve taksi ulaşımı ile bağlanmış. Uçaktan inip terminale doğru giderken otuz-kırk civarında özel uçak gözüme çarptı. Mersinli iş adamlarına ait olduğunu öğrendim. 
Bizi karşılamaya gelen kardeşimin otomobiliyle Mersin’e doğru yol alırken, üç gidiş ve üç geliş olarak düzenlenmiş, yol kenarları düzgün bir şekilde sıralanmış portakal ağacı ve küçük yapraklı kauçuk ağaçları, orta kaldırımları ise palmiye ağaçları ve begonvil çiçekleri ile süslenmiş bulvardan geçerken, çocukluğumun geçtiği mahallenin dar ve toprak sokakları gözümün önüne geldi. Değişmeyen en önemli şey portakal ağacı çiçeklerinin mis kokusuydu.  
Tarsus’a yaklaşırken Organik Tarım Bölgesi uzaktan görünüyordu. Hemen yanı başındaki “Çiçek Borsası” dünya çapında önemli bir merkez konumuna gelmiş ve Amsterdam’a rakip olmuştu. Tarsus-Mersin arasındaki Toros Dağları eteklerine kadar çok geniş bir alan organize sanayi yanında, lojistik ve teknoloji bölgesi olarak Mersin’in üretim gücünü yansıtıyordu. Dünya markası SEBA otomobilleri Avrupa’daki ikinci büyük üretim merkezini Mersin’de kurmuştu. Mersin, Adana, Osmaniye ve Gaziantep güzergahında çalışan ve saatte iki yüz seksen kilometre hız yapan “Ekspres Tren” gururla yol alıyordu. 
“Kazanlı Turizm Bölgesi” tabelasını gördüğüm zaman mutluluğum daha da arttı. Yeşil’e ve denize hasret Mersinli, tatil köyleriyle altın sahillerini halkla buluşturmuş, caretta carettalar özgürlüklerine kavuşmuştu.
Mersin’i bir ağ gibi ören raylı sistem, düzenli trafik, ağaçlandırma ve temiz yollar Mersin’e yakışmıştı. Dolmuşlar çok önceki yıllarda tarih olmuştu. Mavi çizgilerle düzenlenen bisiklet yolları yaşama canlılık katıyordu. Cadde ve sokaklarda çöp konteynerleri yoktu. Çöpler, işyeri ve konutlarda üç bölüme ayrılıyor, haftanın belirli gün ve saatlerinde belediye tarafından toplanıyormuş. Bir günde, herkesin istediği kadar katı atığı teslim edemediği ve özellikle kanserojen ve zararlı katı atıkların özel bir bölgede imha edildiği bilgisini aldım. Tarihi “Azak Han” yeniden düzenlenmiş yapısıyla “ben hala ölmedim” diyordu.
Genişletilmiş Mersin Limanı Avrupa’nın modern ve kapasiteli limanları arasındaki yerini alarak Mersin ve Türkiye ekonomisine ciddi katkı sunuyordu. Kruvaziyer turizmi (büyük gezinti gemisi) önemli bir potansiyel olmuştu. Liman sahasından sonra batıya doğru olan sahil bandında kumsal pırıl pırıl ışıldıyordu. Eski Akdeniz Plajı’ndan Mezitli’ye kadar olan sahil bandı yat limanı ve Akdeniz’in mavi bayraklı plaj ve tesisleri ile donatılmıştı. 
Yaz günlerini müjdeleyen Nisan ayının son günlerinde yelkenliler cıvıl cıvıl geziniyordu.
Türkiye’nin ve Orta Doğu’nun eğitim, sağlık, spor, kültür, sanat ve kongre merkezi olarak öne çıkan Mersin’de sonradan kurulan “Mersin Teknik Üniversitesi” dünyadaki başarılı üniversiteler arasındaki yerini almıştı. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi iki bin beş yüz yatak kapasiteli hastanesi ve modern alt yapısıyla Orta Doğu’nun sağlık merkezi konumuna gelmişti. Türkiye’de YÖK’ün yok edilmesinin sonucunda üniversitelerde sağlanan idari, mali ve bilimsel özerklik meyvalarını vermişti. 
Mersin’in simgesi haline gelen Tevfik Sırrı Gür Stadyumu on beş bin kişilik modern bir stadyum olarak düzenlenmiş ve bu düzenleme yapılırken doğu tarafındaki eski askeri alan ile bütünleştirilerek, kent meydanı, kent müzesi ve yürüyüş alanları oluşturulmuştu.
Kırk bin kişilik “Toroslar Stadyumu” ve on bin kişilik “Atatürk Kapalı Spor Salonu”nda Mersin İdman Yurdu’nun futbol ve basketbolda başarıdan başarıya koştuğunu biliyordum. Daha önce iki defa Süper Lig şampiyonu olan Mersin İdman Yurdu’nun üçüncü şampiyonluğu kovalaması kente ayrı bir heyecan katmıştı.
Eski Yoğurt Pazarı’ndan Çamlıbel’e kadar uzanan alan taşıt trafiğine kapatılarak alış-veriş, yeme-içme, kültür-sanat ve gezinti alanı olarak düzenlenmiş ve eski yapıların neredeyse tamamı yenilenmişti. Kent merkezinden görünen Torosların eteğinde kurulu rengarenk yapıların ne olduğunu sorduğumda fuar, kongre ve festivallerin merkezi olduğunu öğrendim. Kendi kendime “İşte Mersin bu dedim.” Tüm bu yapılanlara güzellik verenin ve süsleyenin narenciye ağaçları olduğunu anlamam fazla uzun sürmedi. Portakal ve limonların kokusu, sarısı, turuncusu ve yeşili insanlara enerji veriyordu. Bir kez daha anladım ki, çocukluğumdaki düşüncelerim hiç değişmemişti. Mersin’in sembolü her zaman portakal ve limon olmalıydı.
Eşimin “Hadi kahvaltı hazır” sesiyle uyandığımda, tüm bunların bir rüya olduğunu anladığım zaman, içimi önce bir burukluk daha sonra da bir umut kapladı. Mersin bunları başarabilirdi. Ağzımdan şu satırlar döküldü:
“Gün gelecek, Devran dönecek, Mersin’in yüzü gülecek.”
Ocak 2012

 

 Yazı Tarihi : 12.02.2021 17:03:39 | E-Mail : ahmetakinmersin@gmail.com
 


 
  YAZARIN ARŞİVİ
 


 
  YORUMLAR
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz          :

Güvenlik Kodu     : Güvenlik Kodu
Kod                        :

 



 
  HIZLI ARA
 
 
 
  HAVA DURUMU
 
..

Mersin Haberleri, Mersin Son Dakika, Mersin Haber, Haberler, Son Dakika, Mersin, Mersin Siyaset



 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA