Sesini tekrar duyar gibiyim Kanka’nın; “Yediğin içtiğin senin olsun, sen gördüğün güzellerden bahset bana!” diyor telefonun öte ucundan!
Benim aslan endamlı Kanka, 12 Eylül’le başlayan ve AKP İktidarı ile iyice bastıran zihniyetin kurbanlarından bir tanesi olmuştur. Kendisi artık ‘apolitik’ bir şahsiyete bürünerek, günümüzün magazinsel renklerine kapılanlar kervanına katılmıştır.
Sitem dolu telefon konuşmalarından anlıyorum ki; bıçak sırtında yürüyen ekonomimizin son hafta içerisinde % 20’leri aşan devalüasyonuna ilgisizdir; dış politikamızın bir tür batağa saplanmış olmasına da önem verdiğini sanmadığım gibi, yerel seçim hazırlıklarını da önemsememekte ve bir kadının aday adayı olarak yiğitçe meydana çıkmasına da sıradanmış gibi kayıtsız kalabilmektedir.
Argo jargonu kullanırsam, bence artık kafayı yemiştir!
Gene de kendisine sevgim ve saygımdan ötürü dün döşendiğim yazı ile Erdek piyasasının aşevleri konusunda aydınlatmaya çalıştım kendisini. Özetle, kalite ile fiyatlar arasında oluşan uyumsuzluğu vurgulamaya çalıştım. Gerçi Erdek’te henüz bir lahmacun ve bir bardak ayrana elli lira ve bir tas çorbaya yetmiş lira ödemişliğimiz yok, Bodrum gibi!
Haksızlık etmek istemem Kanka, birçok şehrimizde olduğu gibi ucuz ve lezzetli yemek yenecek iki üç esnaf lokantası da yok değildir bu kentte. Ama gel gör ki, esnaf lokantalarında yemeğe ek tat katacak müskirat servisi yapmıyorlar.
Sitemizin bir geleneği de bazı komşularımızın kendi aile bireylerinin ruhunu şad etmek veya kişisel şükranlarını Tanrı katına sunmak için bazı günler öğle yemeği servisi hazırlatmalarıdır. Ne anlama geliyor bilmiyorum ama bizim Hamdi, bu tür hazırlıkları ‘dardel’ diye adlandırıyor. Bazen etli pirinç pilavı ve bazen de mercimekli bulgur pilavı (müceddere), salatalık turşusu ve ayranla sunuluyor site sakinlerine. Birkaç kez ise yağda kızartılan şekillendirilmiş özel bir hamur dağıtılıyor ki, bilenler ‘pişi’ diyorlar adına.
Yani Kanka, ayıptır söylemesi, ayın birkaç öğle yemeği avantadan geliyor önümüze!
Gerçi özel günler adına şarap veya rakı dağıtan tek bir kişi tanıyorum; bendeniz yani! Torunlarımın doğumunu takiben, hemen o gece birkaç şişe büyükle şenlendirmiştim masaları. Ama bu güzel jestim biraz güme gitti sayılır, çünkü sitemizce alışkanlık haline getirilemedi!
Sevgili Kanka, Erdek bir Bodrum veya Alaçatı olmadığı için burada Eda Taşpınar örneği magazin ünlüleri görülmez. Gerçi bizim sitemizde de kendisini ‘ikoncan’ sayan bir iki tane vatandaşımız yok değil! Sana anlatmaya değmezler anlayacağın. Bence tek numaraları bolca parası olan eş sahibi olmaları ve kişisel tercihleri olarak teşhirciliği bir matah şeymiş gibi kabullenmiş olmalarıdır. Şanslarına küssünler, senin gibi cebinde fotoğraf makinesi ile gezen ve magazinsel medyaya yakın duran gazeteciler yoktur buralarda!
Ağustos ayının ikinci yarısı bol rüzgârlı geçer burada. Bir yağmur yağmadan da hava düzelmez. Ancak sert esinti ki, nerede ise fırtına boyutuna çıkıyor bazen, bulutları dağıttığı için henüz yağmur da yağamadı bir türlü. Zaten iyi bir yağış olsa Erdek’in kısa süreli kalacak tatilcileri hemen dönüş yolunu tutarlar.
İşte o zaman bir sükûnet gelir kente ve bence daha da güzelleşir Erdek. Gerçi bu günler yaşanırken de ben, sana olan hasretim nedeni ile dönüş hazırlıklarına başlamış olurum, geçen yıllardan bildiğin gibi.
Evet sevgili ve asil Kanka, bugünlük bu kadar diyelim, umarım yarın için yazacak bir şeyler gene bulurum sana!..
Erdal Akalın