(Bu yazı, Yılmaz ÖZDİL'in 26.11.2109 günkü SÖZCÜ Gazetesi'ndeki "Yuvanın evlatlarına... Kendi yuvaları kâbus oldu" başlıklı yazısı ile birlikte okunursa durum daha iyi anlaşılır)

Atatürk'ün kurduğu devrimci, milliyetçi, halkçı parti, kimlerin eline düşmüş, parti yönetimi kimlerin oyun alanı haline dönüştürülmüş görünüyor.
Bizans oyunları, parti içi iktidar kavgası, sokağa dökülmüş ortalıkta dönüp duruyor.
Emperyalizme karşı verilen savaşın ateşi içinde, bağımsızlık savaşına önderlik etsin diye Atatürk'ün kurduğu partinin, ideolojik sapmalar ve neo liberal ve hatta postmodern sızmalar sonucunda sapla samanın karıştığı, kurucu irade ve ideolojinin yok edildiği bir duruma sokulması, hepimiz için, üye olsun olmasın, oy versin vermesin bütün Türk Milleti için oldukça acıdır, zuldür.
Geçmişte Sayın Baykal'a FETÖ/ABD tarafından kurulan kumpasın üzerine zamanında gitmeyince bugün başımıza ne işler geldi, açıkça görünüyor.
Artık mesele, kişisel olmaktan çıkmış, ideolojik ve siyasi bir tavır alma zamanı gelmiştir.
Üst yönetimin hatalarına, zaaflarına, kurucu iradeye ve ALTI OK'a, milliyetçi, halkçı, devrimci çizgiye taban tabana zıt neo liberal ve gayrı milli politikalarına ortak olmamak, cesur olmak, devrimci olmak zamanı gelmiştir.
Üç maymunu oynamanın, bu vahim manzarayı nereden olursa olsun seyretmenin, CHP içinde Atatürk'ün rotası ile Atatürk karşıtı neo liberal klikler arasındaki mücadelede ve bu kliklerin parti yönetimini ele geçirmek için kendi aralarında kıran kırana, bütün etik ilkeleri de çiğneyerek giriştikleri ve bize, ülkemize, Türk Milleti'ne bir hayrı olmayan taht oyunları kavgalarında artık tarafsız olmanın zamanı da geçmiştir.
Tavrımız Atatürk ve ALTI OK'tan yanadır, parti içinde havanda su döven, birbirini yiyen klik ve hiziplere değil, ATATÜRK'e tarafız.
Bu nedenle;
Parti, ALTI OK ve Atatürk'ün devrimci, halkçı, milliyetçi çizgisine yeniden kavuşturulmalıdır.
Bu mücadele, delege oyunları ile ya da klikler arası çatışmalarda yer alarak, ayak oyunlarına alet olarak veya bir lobi faaliyeti ile asla başarı sağlayamaz.
Bu oyunlara, ayak oyunları ile, delege peşinde koşup ayartarak, lobi faaliyeti yaparak engel olunamaz.
İdeolojik ve siyasi uyanıklık ve mücadele esastır. CHP'nin üzerindeki yıkımın tahribatını ve serpilen ölü toprağını açık, dürüst, halkçı ve milliyetçi bir çıkış ve kampanya ile yok edebiliriz.
Sorun ideolojiktir, ideolojik soruna karşı Atatürk'ü arkamıza alarak ancak ideolojik yani devrimci, milliyetçi, halkçı bir çizgi savunarak cevap verebiliriz.
Bütün CHP taraftarları, oy verenler, oy vermekten vaz geçenler, üyeler, istifa edenler, delegeler, bütün Türk Milleti, artık milli bir sorun olan bu mücadelenin tarafıdır.
Atatürkçüler, milliyetçiler, halkçılar CHP'nin tepesine çöreklenen bu virüse karşı görev başına!