Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed’in dediği gibi, “Bir günlük adalet 60 yıllık ibadetten faziletlidir.” Kısaca, hak ve hukuka uygunluk; hak ve hukuku gözetme ve yerine getirme; doğruluk olarak tarif edebileceğimiz adalet, toplumların olmazsa olmaz özelliğidir. Adalet’in olmadığı yerde millet de olamazsınız, devlet de.
Güçsüzün, incindiği ve hakkını alamadığı bir toplum yücelemez. Adil ve başarılı başkan, haram kazançtan sakınıp kimseden bir şey istemeyen adamdır. Hz.Ömer halife olduğu dönemde bir akşam çalıştığı esnada bir misafiri gelir ve oturup sohbet etmeye başlar. Hz. Ömer hemen ayağa kalkar ve yanmakta olan mumu söndürüp başka bir mumu yakar. Misafiri şaşkın gözlerle Hz. Ömer’e bakar. Hiçbir şey anlamamıştır ve dayanamayıp sorar: "O da mumdiğeri de mum. İkiside aynı şekilde aydınlık veriyor. Niye birini söndürüp de ötekini yaktın?” Hz. Ömer’in cevabı şu olur:”Söndürdüğüm mum, milletin parası ile alınmıştı. Özel işlerimi yaparken, arkadaşlarımla sohbet ederken onu kullanmaya hakkım yok. Bunun için o mumu söndürdüm ve kendi paramla aldığım mumu yaktım.”
Adalet, her şeyin ve herkesin hakkını vermek, orta yolu tutmak, ölçülü ve dengeli davranmaktır. Adaletin uygulanmadığı yerde sosyal ve ekonomik dengesizlikler baş gösterir. Haksızlık ve kargaşa toplumu huzursuz eder.İnsanların, ailelerin ve ülkelerin birbirleriyle olan anlaşmazlıklarında adaleti gözetmeleri çok önemlidir. Anne ve babalar çocukları arasında ayrım yapmamalı ve onların yetişmeleri için gayret göstermelidir.Eğitimciler öğrencileri arasında adil davranmalı, yöneticiler emri altındakiler arasında ayrım yapmadan görev aldıkları işleri adaletle yürütmeli, işverenler de çalışanlar arasında adaleti gözetmelidir. Mal üretip satan kimse alım ve satımda adaletten ayrılmamalıdır. Kur’an-ı Kerim’de adaletin önemine sık sık vurgu yapılmıştır. Peygamberimizde hem adaletli olmayı tavsiye etmiş hem de adaletli davranmıştır. Ona inanmayan kimseler bile onun adaletle karar verdiğini kabul etmişlerdir. Birçok konuda hakem olarak Hz. Muhammed’i seçmiş ve verdiği karara saygılı olmuşlardır.
Türkiye’de yargının, yürütmenin emrine girmesi ile birlikte, bıçak kemiğe dayanmış ve adalet isteği ile CHP Genel Başkanı tarafından başlatılan “Adalet Yürüyüşü”, halkın ve dünyanın ilgi odağı durumuna gelmiştir.
“Adalet Yürüyüşü”ndeKılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan kısımlar şunlar;
"ÇOCUKLARIMIZ İÇİN ADALETİ SAVUNACAĞIZ"
"Adalet için bu yolda tek başıma yürümeye karar vermiştim. Beni bu yolda yalnız bırakmayan vatandaşlarıma içtenlikle saygılarımı, şükranlarımı, muhabbetlerimi sunuyorum. Burada olmayan vatandaşlarıma da saygı, sevgi, şükranlarımı yolluyorum. Çocuklarımız için adaleti savunacağız.
"ADALET ALLAH'IN EMRİDİR"
Biz memlekette adalet olmadığı için yürüyoruz. Adalet olsa yüzümüz güler, adaletin olmadığı bir yerde ne yapacağız, yürüyoruz. Neden izin alınmadı diyorlar. Adalet için kimseden izin alınmaz. Adalet Allah'ın emridir. Adalet ne zaman çöktü? Adaletin aksaklıkları vardı ama yine birileri savunuyordu. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra yüzbinlerce insan sokağa indi, kimse neden indiniz diye sormadı. O insanlar demokrasi için indi ama iki 15 Temmuz var, biri halkın, diğeri SARAY’ın. 15 Temmuz’da halk demokrasiye, bayrağa sahip çıktı.Herkes 15 Temmuz'a karşı durdu ama geldik 20 Temmuz'a yani Saray'ın 15 Temmuz'u. O zaman 15 Temmuz aydınlanmasın diye mücadele ettiler.
Kılıçdaroğlu’nun “Adalet Yürüyüşü” dünya siyaset tarihinde önemli bir yere yazılacak. Dileğimiz, iktidarın ders çıkarması. Sonunda adalet herkese gerekecek.
ahmetakinmersin@gmail.com
www.ahmetakin.com.tr